Terör örgütü PKK’nın Türkiye’den tamamen çekilme kararı sonrası DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, tarihi nitelikte bir açıklama yaptı.
Hatimoğulları ve Bakırhan, “Bu adım barış yolundaki iradenin en kararlı ifadesidir. Bu sadece geri çekilme değil, geleceğe doğru atılan bir adımdır” dedi
PKK’nın çekilme kararı sonrası DEM Parti’den “barış vurgusu”
11 Temmuz’da Kuzey Irak’ta düzenlenen toplantıda, 25 örgüt mensubunun katılımıyla terör örgütü PKK, Türkiye topraklarından tamamen çekildiğini duyurmuştu.
Bu kararın ardından DEM Parti’den yapılan ilk açıklama, “barış süreci” vurgusu taşıdı:
“Bu sadece geri çekilme değil, geleceğe doğru atılan bir adımdır.
Bu adım barış yolundaki kararlılığın en güçlü ifadesidir.
Yeni bir döneme en güçlü çağrıdır.”
“Türkiye tarihinin akışını değiştirebilecek bir andayız”
Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bugün Türkiye tarihinin akışını değiştirebilecek bir andayız.
Demokrasi ve yaşamdan yana olan herkesin emeğiyle bu noktaya geldik.
Türkiye’nin her karış toprağı büyük bedeller ödedi.
Barış yolunda yitirdiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygıyla anıyoruz.”
Hatimoğulları ve Bakırhan, açıklamalarında 1 Ekim 2024’te başlayan sürece, Devlet Bahçeli’nin “uzlaşma çağrısına”, ardından gelen İmralı’dan mesajlara ve PKK’nin silahları yakarak fesih kararı almasına atıfta bulundu.
“Artık siyaset konuşsun denildi. Fesih kararı ve çekilme adımı, çözüm sürecine yeniden fırsat sunmaktadır.”
“Yeni bir döneme geçiyoruz”
DEM Parti açıklamasında, sürecin “ikinci aşamasına” vurgu yapıldı:
“Çekilmenin tamamlanmasıyla yeni bir sayfa açılmıştır.
Şimdi hukuki ve siyasal adımlarla toplumsal barışa geçiş zamanıdır.
Bu aşama zorlu ama anlamlıdır — çünkü bu, tüm Türkiye’nin barışıdır.”
“Öcalan’ın daha fazla inisiyatif alabilmesi için yollar açılmalı”
Parti eş başkanları, sürecin yasal zeminde ilerlemesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Süreç yasalarla, haklarla gelişmeli. Siyaset ve demokrasi dili güçlendirilmelidir.
Öcalan’ın vizyonu ve ısrarı belirleyicidir.
Kendisine daha fazla inisiyatif alabilmesi için özgür çalışma koşulları oluşturulmalıdır.”
DEM Parti ayrıca TBMM’ye çağrıda bulunarak, Meclis’in bu süreçte “tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini” ifade etti.
“Medya ayrıştırıcı değil, kapsayıcı olmalı”
Açıklamanın sonunda, sürecin toplumsal zeminde desteklenmesi gerektiği vurgulandı:
“Bu sürecin kaybedeni yoktur.
Medya, barışa köprü olmalı; ayrıştırıcı değil, kapsayıcı yayın anlayışını benimsemelidir.
Türkiye demokratikleşirse herkes kazanır.”