Taş Tepeler Projesi kapsamında yürütülen kazılar, 2025 itibarıyla yeni bir dönemeçten geçti. Projenin beşinci yılında, Şanlıurfa’da 30’u aşkın arkeolojik buluntu kamuoyuyla paylaşıldı. Buluntular; yaşamsal alanlardan ritüel objelerine, farklı Neolitik dönem örneklerine kadar geniş bir yelpazede — tarih araştırmalarında heyecan yarattı.
-
Kazılardan birinde, Sayburç alanında — ölüm ritüeliyle ilişkili olabileceği değerlendirilen — ağzı dikilmiş bir insan heykeli saptandı. Bu eser, sembolik anlatım açısından Neolitik dönemdeki inanç ve ölü gömme ritüellerine dair önemli ipuçları sunuyor.
-
Ayrıca, bölgede yer alan Karahantepe ve Göbeklitepe gibi alanlarda, hem günlük yaşamın izlerini taşıyan yerleşim kalıntılarına hem de tören-ritüel objelerine rastlandığı belirtildi.
-
Yerleşim, konut, beslenme, gömüt ve kamusal alan izleri bir arada bulunuyor — bu da, 11 bin yıl öncesinden başlayarak günlük yaşam ile ruhani / toplumsal yaşamın iç içe geçtiğini gösteriyor.
Bu bulgular, Şanlıurfa ve çevresinin yalnızca “tapınaklar ve anıtsal yapılar” sahnesi olmadığını; aynı zamanda yerleşik ve örgütlü bir yaşamın beşiği olduğunu ortaya koyuyor. Yani insanlık tarihinin “avcı-toplayıcı → yerleşik tarım/toplum” geçişinde kritik bir pencere açıyor.
Kültür ve Turizm yetkilileri, Taş Tepeler projesinin tamamlanmasıyla bölgenin “Neolitik dünyanın başkenti” hâline gelebileceğini, bu alanların hem akademik hem de turistik olarak büyük potansiyele sahip olduğunu söylüyor.