İş dünyasında yüzyıllardır süregelen "kıdemli olan öğretir, çömez olan öğrenir" hiyerarşisi yerle bir oluyor. Global şirketlerin başlattığı ve Türkiye'deki büyük holdinglerin de hızla adapte olduğu "Tersine Mentorluk" (Reverse Mentoring) uygulamasıyla, 20'li yaşlardaki Z kuşağı çalışanlar, 50 yaş üzeri yöneticilere "akıl hocalığı" yapmaya başladı.

Holdinglerin yönetim katlarında artık bilanço rakamlarının yanında "Keşfet'e düşmek", "Linç kültürü" ve "Influencer etkisi" konuşuluyor. Şirket CEO'ları ve Yönetim Kurulu üyeleri; dijital dünyayı yakalamak, değişen tüketici alışkanlıklarını anlamak ve sosyal medya krizlerini yönetebilmek için haftanın belirli saatlerinde stajyerlerinden veya yeni mezun çalışanlarından özel ders alıyor.

Uygulamanın temelinde, markaların genç tüketiciyi kaybetme korkusu yatıyor. Klasik pazarlama yöntemlerinin Z kuşağında karşılık bulmadığını gören şirketler, çareyi içerideki genç kaynağı kullanmakta buldu.

Genç mentorlar, yöneticilerine şu başlıkları anlatıyor:

Dijital Jargon: "Cringe olmak", "Ghostlamak", "Stalklamak" ne demek?

Kriz Yönetimi: Bir marka sosyal medyada neden linç yer, "Cancel Culture" (İptal Kültürü) nedir?

Trend Analizi: Gençler şu an neye "yükseliyor", hangi platformda vakit geçiriyor?

Uzmanlar, bu yeni akımın özellikle Halkla İlişkiler, Reklamcılık ve Kurumsal İletişim bölümü öğrencileri/mezunları için büyük bir fırsat olduğunu belirtiyor. Şirketler artık sadece "işi bilen" değil, "ruhu ve zamanı okuyabilen" genç yetenekleri işe alarak, yönetim kademesindeki vizyon körlüğünü gidermeye çalışıyor.

Bir şirketin İnsan Kaynakları Direktörü durumu şöyle özetliyor: "Eskiden deneyim 'yıl' ile ölçülürdü. Şimdi ise deneyim, 'güncel kalabilmekle' ölçülüyor. Gençler bizim geleceğe açılan penceremiz değil, artık pusulamız."