728x90
Sakal Sen Nelere Kadir Sin!

Sakal; Eskiden dedelerimiz, babalarımız, mahalledeki ağabeylerimiz, günlük tıraş olurlar öyle dışarı çıkarlardı. Özellikle bayramda seyranda buna çok özen gösterirlerdi.

Zaten damat tıraşı olmaz ise olmazdı. Yaş ilerledikçe biz genç oldukça iyice tembelleştik galiba memur gibi düzenli tıraş olan ağabeylerimiz, amcalarımız, hem düzenli hayatları hem de bakımlı olmaları nedeni ile gıpta ve özenle bakılacak insanlardı artık bizler için.
Gelelim bizim Sakala!

“Dinimizin geleneklerine göre Sakal, Resul-i Ekrem Efendimizin (asm) ehemmiyetli sünnetlerinden biridir. Hiçbir âlim farz olduğunu ileri sürmediği için, terkinde de farzın terki gibi bir hüküm verilmemiştir. ” Yani sakalsız olmaz diye bir şey yok!

Tabi ki dini geleneklere uyarak bırakan kişilere sonsuz saygı ve hürmet duyarım. Bu saygıyı göstermeyene de en sert sözel tepkiyi ben veririm.
Velhasılıkelam, Gelelim günümüzdeki sakal modasına, nedir bu gençlerdeki rağbet?
Bence başlı başına en büyük etken eringenlik! Gençler 2 günde bir sakallarını kesmek istemiyorlar! Bırak kesmeyi sakallarına bir şekil verip, bakımını yapmak bile zor geliyor artık gençlere fakat ben bunu çok merak ettim biraz daha detaylı araştırıp, sorayım, gözlemleyim ve kendi gençlik yıllarıma ineyim dedim…
Önce kendi gençlik yıllarımdan başlayayım. Ben biraz cılız biriydim, dönemimizde çok hırçındı. Saygı kavramının azalıp bireysel çıkarcılığın, mafya özentiliğinin başladığı yıllardı. Ayrımcılık, güçlü olanın herkesi ezebileceği, araba kullanırken şoförü haklı, yaya iken yayayı haklı gören, hatayı asla kendinde bulmayan neslin; şekil almaya başladığı dönemdi. E ee gençlerde güç gösterilerini birbirleriyle yapıyorlardı. Kavgayı sevmesem de biraz sinirli bir yapım vardı, varda! Sokakta yürürken birinin omzunuza çarpıp,” ne çarpıyorsun?”veya “lan neden yan gözle baktın?” diye kavga çıkarıp sizi döverek öldürebileceği ve buna benzer olayları çok yaşadığımız dönemlerdi benim gençlik yıllarım! Sakal tamda bir kamuflaj gibiydi benim için.Çocuk gibi değil ,daha yetişkin gibi durup ağabey sıfatını hak ediyordum.Bir nevi sakala bir saygı vardı.. Bir düşman durdurma yaşını belli ederek doğamıza uyum sağlamamızı sağlayan bir kürktü!
Bugün bunu sakallı birkaç öğrencime sorayım dedim.(Sakalsız öğrencim yok bu arada!)
Cevaplar ortalama aynıydı.
– Hocam çok çocuk duruyorum,
– Yaşımdan küçük gösteriyorum,
– Çıplak hissediyorum,
– Çok bebek gösteriyorum. Trafikte tartışma vs. olunca hemen dayılanıyorlar hocam.

Evet, sakalın varsa bir savunma aracın var maalesef! Ah sakal ah, sen nelere kadirsin!
Özledik sakalsız beyefendileri!